Tarih Vakfı > Etkinlikler > Vangelis Kechriotis Perşembe Konuşmaları > 1917’nin 100. Yılında Devrim Sohbetleri-4

1917’nin 100. Yılında Devrim Sohbetleri-4

by tarihvakfi

  • Tarih:
  • Yer: Tarih Vakfı
  • Adres: Sarıdemir Mah. Ragıp Gümüşpala Cad. Değirmen sok. No: 10 Eminönü, Fatih, İstanbul
  • Şehir:

Ekim Devrimi: Felaket, Nostalji ve Ütopya

Tarih Vakfı Perşembe Konuşmaları 2017 güz dönemini 1917 Ekim Devrimi’nin yüzüncü sene-i devriyesi nedeniyle Devrim üzerine sohbetlere ayırdık. Dönemin ilk buluşmasında Ali Yalçın Göymen devrim kavramını yeniden düşünmek üzerine konuştu. İkinci buluşmanın konuğu Ertan Erol “Meksika Devrimi: “Kahramanlar,” Devlet ve Sınıflar” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Üçüncü buluşmada Y. Doğan Çetinkaya, “1917: İşçi Sınıfı ve Üçlü İktidar” üzerine konuştu.

Dördüncü buluşmanın konuğu FotiBenlisoy, Ekim Devrimi bir dizi yaygın yanlış anlaşılmanın kurbanı olagelmiş, günümüzde öksüz kalmış bir devrimdir. Bolşeviklerin profesyonel devrimcilerden oluşan, aşırı merkeziyetçi ve iç demokrasiden yoksun dar bir konspirasyon örgütü olduğu, Ekim’in, bir devrimden ziyade iktidarı ne pahasına olursa olsun ele geçirmeye odaklanmış bu konspirasyon örgütünün, yani bir azınlığın gerçekleştirdiği bir darbe olduğu, Ekim’in siyasetin ‘olağan’ işleyişini, toplumsal evrimin ‘normal’ seyrini akamete uğratarak insani bir trajediye yol açtığı, bu galat-ı meşhurlardan en bilinenleri. Sovyetler Birliği’nin 1920’lerin ikinci yarısından itibaren aldığı biçimin Bolşevik teori ve pratiğin doğal bir uzantısı, devamı olduğu bu yaygın yanlış anlamaların belki de ‘doğal’ bir sonucu. Ekim ile Gulag kampları arasında ‘doğal’, evrimsel bir bağ olduğu, yani ‘Stalinizmin’ ‘Leninizmin’ bir sonucu olduğu, özellikle 1989’dan ve muzaffer liberalizmin tarihin sonunu ilan etmesinden sonra bir hayli popüler olan bir tema.

Devrimin tarihin ‘normal’ seyrini kesintiye uğratan ve kanlı trajedilere sebebiyet veren bir anomali olarak görülmesinin sonucu, devrimin lanetlenmesi, ya da hiç değilse ileride muhakkak kaçınılması gereken bir ‘aşırılık’ olarak görülmesi olmuştur. Devrimin olumsuzlanması, bütünsel bir alternatifin kolektif zihinsel ufkun dışına sürgün edilmesi, komünizmin ve dolayısıyla da kapitalizme alternatif toplumsal tasarımların itibarsızlaşması sonucunu doğurmuştur. Bu durum, yani kapitalizme alternatif bütünsel bir toplumsal tasarımın beyhudeliğine, iflasa mahkûm olduğuna, hatta ister istemez bir tür totalitarizme yol açacağına dair popüler algı, siyasal ve toplumsal mücadelelerin önüne dikkate alınması gereken bir zihinsel bariyer koyuyor. Bu anlamda, Jameson’a atfedilen o meşhur tabirle “dünyanın sonunun akıllara getirilip, kapitalizmin sonunun düşünülemediği” bir çağda bulunuyoruz.

Ütopyanın kolektif zihinsel ufkun dışına sürgün edildiği, siyasal sinizmin adeta kural haline geldiği, her türlü radikal dönüşüm özleminin totalitarizmle özdeşleştirildiği günümüzde devrimi, “ezilenlerin şölenini” yeniden ve günümüz koşullarında düşünmek bu durumun izalesi için şarttır. Aktüel siyasal ve sosyal mücadeleyle ütopya arasındaki bağın bütünüyle kopması, başka bir gelecek hayal etmenin siyasetle ilişkisinin kalmaması karşısında devrime dönmek, Ekim’i günümüze çağırmak, onu yeniden düşünmek elzem. Çünkü özgürlük ve eşitlik mücadelesi garantisizse, tarihin ‘nesnel’ yasaları uyarınca zafere ulaşacağı kesin değilse, onun esinleneceği, dayanacağı yegâne şey, ‘köleleştirilmiş atalarımızın’ zincirlerini kırmaya cüret ettikleri anlar olacaktır. Ekim’i hatırlamak ama aktif, militan, angaje bir bellekle hatırlayıp bugüne taşımak, bunun için hepimiz için şarttır…

Tam da bu nedenle bu toplantı, Ekim devrimini 100. yılında ‘olmuş bitmiş’, dolayısıyla kapanmış bir hadise olarak otopsi masasına yatırıp anmaya dönük bir ayin değildir. Tarihçilere bırakılamayacak önemde bir ‘kurucu olay’ olan Ekim’i filmler ve resimler aracılığıyla günümüze çağıran ve yukarıda anılan yaygın yanlışlarla hesaplaşmaya davet eden bir toplantı olacaktır.

Tarih: 16 Kasım 2017

Saat: 18:30-20:30

Yer: Sarıdemir Mah. Ragıp Gümüşpala Cad. Değirmen Sok. No:10, Eminönü, 34134 Fatih/İstanbul, (Marmara Belediyeler Birliği Binası)

FotiBenlisoy Kimdir?

1976 doğumlu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nde yürüttü. Birçok yazı ve makalesi Birikim, Toplum ve Bilim, Mesele, Gelecek, Yeniyol, Toplumsal Tarih, Tarih ve Toplum, Birgün ve Özgür Gündem gibi yayınlarda yayınlandı.Kahramanlar, Kurbanlar, Direnişçiler; Trakya ve Anadolu’daki Yunan Ordusunda Propaganda, Grev ve İsyan (2014), Türk Milliyetçiliğinde Katedilmemiş Bir Yol: ‘Hıristiyan Türkler’ ve Papa Eftim (2016), 21. Yüzyılın İlk Devrimci Dalgası; Fransa ve Yunanistan’dan Arap İsyanı, TheOccupy Hareketleri ve Kürt Baharına (2012), Gezi Direnişi. Türkiye’nin Enteresan Başlangıcı (2013) isimli kitapları bulunmaktadır.