Açıklama
Osmanlı toplumunun modern siyasetle tanıştığı 19. yüzyılda, egemenliğin kullanımına iştirak etmek isteyen “vatandaş” ortaya çıktı. Farklı etnik, dinsel, sınıfsal ve sosyal kökenlere sahip Osmanlıların bu “fesatcuyane” taleplerine merkezi yönetim, yasak ve cezalarla karşı koydu. Geleneksel Osmanlı yönetim anlayışını sürdürmekte ısrar eden II. Abdülhamit, muhaliflerini etkisiz hale getirmek için yeni “yöntem”lere başvurduğu gibi eski cezalandırma biçimlerini de yaygınlaştırdı. Sansür, jurnal ve hafiye teşkilatları ile “sürgün” cezası, “istibdat” yönetimin temel direklerini oluşturdu. 1908 Devrimi ile baskıcı yönetim yıkılırken siyasal özgürlükler de Osmanlı vatandaşlarınca kullanılmaya başladı. “Hürriyetin ilanı”, II. Abdülhamit döneminde imparatorluğun çeşitli vilayetlerine sürgün edilmiş veya yurt dışına kaçmak zorunda kalmış Jön Türklerin memleketlerine geri dönmelerine imkâ;n tanımıştı.